Neden Bir E-ticaret Sitesi Sahibi Olmalısınız?

No Comments

Günümüzde e-ticaret her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. Öyle ki neredeyse her ticaret alanında e-ticaret sitesi görmemiz mümkün. İlk başta evlere yemek servisi ile başlayan e-ticaretin yolculuğu (bunu yanlış hatırlamıyorsam 90’lı yılların ortalarında bir pizza firması yapmıştı ve sadece bir sipariş formundan ibaretti) bir dönem sadece dayanıklı tüketim malları üzerinden gitmişti. Sonrasında ise market alışverişine kadar uzandı. Market alışverişini netten yapmak benim için bir uç nokta, çünkü ekmeği ve meyve sebzeyi elimizle yoklamadan almayan bir milletiz. Haliyle de insanlarımızın bugün marketten karpuz ve kıvırcık siparişi vermesi gelinen noktayı bence gözler önüne seriyor.
Peki bu kadar gelişen ve gelişmeye de devam eden bir iş alanı varken siz neden hala bir e-ticaret sahibi değilsiniz? Bir firmanız varsa, mal ya da hizmet satıyorsanız neden e-ticaret siteniz yok diye de sorabilirim sanırım. Bir örnek hikayeyle devam edeyim;
Yazın başlarında güneş gözlüğü almak için gittiğim bir gözlükçüyle konu işten güçten açılmıştı. Normalde alışveriş yaparken ya da özellikle iş görüşmesine gitmediysem pek yaptığım işten ve çalışmalarımdan bahsetmem ancak bu mağazada hem benimle ilgilenen kişinin samimiyeti hem de gözlük seçiminin uzun sürmesi ister istemez sohbeti koyulaştırdı. Yaptığım işi “söylediğimde bizim de bir sitemiz var ama çok fazla bakmıyoruz” gibi bir söz etmişti. Merak edip siteye baktığımda kurumsal bir site olduğunu gördüm. Kimin ilgilendiği, günlük hit durumu gibi bilgilerden haberdar değildi. Diğer şubelerden birini aradığında birkaç sene önce yapıldığını ve öylece bırakıldığını öğrendik. Yani iletişim formu olan, örnek ürünlerin olduğu bir site vardı ancak gelen mail var mı yok mu, siteyi ziyaret eden kimse var mı gibi önemli bilgilerden yana kimsenin haberi yoktu.
Sonrasında siteyi yaptırırken beklentinin ne olduğunu sordum. Aldığım cevap “daha çok satış” oldu. “Peki bu şartlar altında nasıl daha çok satış olabilir” diye sorduğumda ise “müşteriler telefon ederler diye düşündük :)” cevabını aldım 🙂
E-ticaret sitesi sahibi olmaları halinde gerçek anlamda satış yapabileceklerini, hatta bu sistemde nasıl çalışabileceklerini anlattığımda ise aldığım cevap “kimse internetten gözlük almaz” oldu. İlk bakışta doğru gibi görünen bu algı aslında internet kullanıcılarının nasıl yanlış tanındığını gösteriyordu. İlk bakışta doğru gibi görünüyor çünkü ben bile 1 saat boyunca denememe rağmen istediğim gibi bir gözlük bulamamıştım. Haliyle internet kullanıcıları nasıl gözlük beğenecek diye düşünmüş olmaları da normaldi. Ancak öte yandan beğendiğim bir gözlük olsaydı muhtemelen markasını, modelini ve diğer özelliklerini öğrenirdim. O anda satın almasam bile daha sonra satın almak istediğimde, ilk olarak intenette bu ürünü araştırırdım. Bunu yapan tek kişi de ben değilim 🙂
Günümüzde pek çok e-ticaret sitesinin gözlük sattığını, hatta bu konuda da hala bir eksiklik olduğunu uzun uzun konuştuktan sonra firma bir e-ticaret sitesi sahibi olmayı kabul etti ve çalışmalara başladık. (Bilgi: Sadece N11 üzerinde satışa sunulmuş güneş gözlüğü sayısı 23,697)
Hikaye sonrasında çalışmalar ve pazarlama olduğu için devamını anlatmıyorum ancak konunun özetini anlatabildiğimi umuyorum. (Eğer anlatamadıysam ana konumuz: Kendi uzmanlık alanınız olan sektörde dahi tüketicilerin davranışlarını önceden kestiremeyebilirsiniz.)
Bu sadece bir kategoride neler yapılabileceğini ve satıcıların düşünce yapılarındaki yanlışı göstermek için anlattığım bir hikaye. Ancak öte yandan e-ticaret sitesi sahibi olmanız için farklı sebepler de var.

  1. Sürekli Büyüyor: Evet e-ticaret her geçen gün büyüyor ve bu büyüme katlanarak devam ediyor. Son 5 yılda %350 büyüdüğünü söylesem daha ikna edici olur sanırım.
  2. Sektör Seçimi Çok Daha Geniş: Bir mağaza açmanız halinde gelen müşterilerinizi kaçırmamak için çok fazla ürün gamına sahip olmanız beklenirken, bir e-ticaret sitesi sahibiyseniz tek bir kategoriye odaklanabilirsiniz. Mesela güneş gözlüğü 🙂 (Şaka yapmıyorum. Google üzerinde aylık 33,100 defa güneş gözlüğü kelimesini arıyoruz.)
  3. Maliyetler Daha Düşük: Tamam mağaza açmak o kadar maliyetli olmayabilir ya da maliyetler düşürülebilir ancak bir e-ticaret sitesi ile kıyaslarsanız maliyetlerin nasıl düşeceğini görebilirsiniz. Örneğin işlek bir caddede, ışıklı tabelaları, şık dizaynı ve bolca ürünü olan bir mağaza açmak oldukça maliyetlidir. Oysa tüm Türkiye’ye açık olan bir e-ticaret sitesi çok daha düşük maliyetlere tamamlanabilir.
  4. Daha Fazla Müşteri Potansiyeli: Aynı şekilde bir standart mağazanız olduğunda sadece o bölgeyi hedeflersiniz. Tabi hizmetinizin büyüyüp tüm ülkeye hatta dünyaya açılması olanağı da var ancak kıyaslamamız bu olamaz. E-ticaret siteleri ise daha ilk günden tüm dünya tarafından gezilebilir.
  5. Raf, Depolama Maliyetleri Daha Düşük: Bir e-ticaret sitesi sahibi olmak için deponuzun olması önemlidir ancak bu şart değildir. Tedarikçi firmalar ile anlaşıp herhangi bir depolama yapmadan satış gerçekleştirebilirsiniz.
  6. Reklam Maliyetleri Daha Düşük: Her ne kadar bunun aksini iddia eden kişiler olsa da benim düşüncem yine maliyetlerin düşük olduğu yönünde. Tüm ülkeye reklam vermenin maliyetleri ile internet reklamcılığı maliyetleri kesinlikle aynı değil.

Sanırım bu kadar bilgi yeterli olacaktır. İlk başta aklıma gelen maddeleri sıralamak ve girişimde bulunmak isteyenler için biraz bilgi paylaşmak istedim. Umarım yararlı olur.
Bol kazançlar dilerim.

Bir e-ticaret danışmanı olarak uzun süredir e-ticaret, SEO ve Google Ads gibi konulara kafa yoruyorum. Bildiklerimi ve öğrendiklerimi de sizlerle paylaşıyorum. E-ticaret siteniz varsa ve e-ticaret danışmanlığı ya da Google Ads yönetimi hizmeti almak istiyorsanız tarafıma iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.

Hakkımızda

Dijital pazarlama ve e-ticaret üzerine bilgilerimizi ve öğrendiklerimizi paylaşıyoruz, çünkü paylaşmayı seviyoruz :)

Dijital pazarlama ve e-ticaret danışmanlığında edindiğimiz tecrübeyi markanız için değerlendirelim.

Daha fazla blog yazısı

Tümünü Göster
No Comments

Yorum Bırakın