Markaların Sosyal Ağlarda En Çok Yaptığı Hatalar

2000′li yıllardan bu yana oldukça ilerleyen sosyal medya canımız, kanımız. O olmadan yaşayamıyoruz. Yeni bir dijital platforma denk geldiğimizde de hiç düşünmeden kayıt olup orada da aktif kullanıcı olmanın yollarını arıyoruz. Bu işin sadece kullanıcı tarafı. Durum böyle olunca pazarlamacılar da yeteneklerini konuşturup sosyal medyanın nimetlerinden yararlanmaya karar verdiler ve dijital pazarlama şu an günümüzdeki halini aldı.
Sıradan bir sosyal medya kullanıcısı olduğumuzu düşünürsek, markaların artık dijital kimliklerinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Olmayanlar ise gözümüzden düşüyorlar. Genelde küçük işletmelere ait sayfaların sosyal ağlarda kayıt olup takipçi sayısını artıramadığını gözlemliyoruz. Ama onlara da haklı, “Sosyal Medya Kullanımı” adlı bir kullanım kitapçığı ne yazık ki yok. Elbette ki yapılan hatalardan ders çıkarmak mümkün.
İşte o en çok yapılan hatalar şu şekilde:
Sosyal Medya Planının Olmaması: Başarınızı ölçebilmeniz için öncelikle bir planınız olmalı. Kendinize hedefler belirlemelisiniz. Bunlar haftalık, aylık, yıllık hedefler olabilir. Daha sonra bu plana uyup uymadığınızı rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
İçeriğe Dair Stratejinin Olmaması Ya Da Yanlış Strateji Kurbanlığı: Siz bir marka olarak öncelikle takipçilerinizi iyi tanımalısınız. Takipçilerin yaşları, cinsiyetleri, eğitim seviyeleri, yaşadıkları bölgeler gibi çeşitli kıstaslar sayesinde onları tanıyıp isteklerine cevap verebilirsiniz. Yatırımınızın getirilerine çabuk ulaşacaksınız.
Eldeki Nimetlerden Faydalanmamak: Güçlü bir mail listesi, bir blog ya da bir web sitesine sahipseniz bunları değerlendirmelisiniz. Günlük ya da haftalık bültenleri elinizdeki mail listesine gönderebilir, web siteniz için çeşitli reklamlar alabilirsiniz.
İnsan Faktörünü Unutmak: Unutmayalım ki üretilen hizmet ya da ürünü kullananlar biz insanlarız. “Güler yüzlü hizmet” dediğimiz anda dahi yüzümüzde bir tebessüm belirebiliyorken, karşımızdakine insancıl yaklaşımımızın çeşitli kapıları açacağı aşikardır. Bu markanızın imajını çizmenizde de oldukça önemli bir noktadır. Atasözünde denildiği gibi “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” 🙂
Hayran Sayfalarındaki Yorumları Görmezden Gelmek: Bu yol “Nasıl takipçi kaybedilir?”in en kolay ve en hızlı yoludur.
Sosyal Ağlarda Güncel Kalmamak: Çok fazla markanın fan sayfaları var ki açıldıklarından iki ay sonra takibi bırakılmış. Sosyal medyadan kaçış yok! Mutlaka her gün “Biz de buradayız” demelisiniz.
Aday Takipçilere Yönelik Stratejinin Olmayışı: Eğer ki bilinirliğinizi ve pazar payındaki diliminizi arttırmak istemiyorsanız böyle bir stratejiye ihtiyacınız yok. Pazarlamanın kalbinin artık sosyal ağlar olduğunu tekrar tekrar hatırlatmaya gerek yok.
Tutarsız Markalaşma: Bütün dijital platformlarda imajın aynı olmasına özen gösterilmeli. Takipçi Facebook’tan Twitter’a, oradan Google+’a ve diğer sosyal ağlar arasında geçiş yaparken markayı tanıyabilmeli.
Eğlenceli Olmayı Unutma: İş hayatının getirdiği monotonluktan sıkılan insanlar sosyal medyada gezinirken kafalarını dağıtmak istiyorlar. Elbette sürekli eğlenceli olun demiyorum ama sıkıcı bir marka profiline de sahip olmayın. Çeşitli yarışmalar yapabilirsiniz. Başarı hikayeleri paylaşabilirsiniz. Üstelik bunlar ekstra maliyet istemeyen öneriler!
Açıklama Yoksa: Hangi sosyal ağda olursa olsun markanız için açtığınız profildeki tüm bilgileri doldurduğunuzdan emin olun. Müstakbel takipçileriniz sizi tanımak isteyecektir. 😉
Yüksek Miktar/ Düşük Kalite: İçerik sağlamak önemlidir. Yalnız unutulmamalı ki takipçi kaliteden anlar. Değersiz bilgiyi sezdiği anda onun gözünde kalitenizi düşürmüş olursunuz.
“Sayfayı Açtık Tamam, Takipçi Gelir” Düşüncesi: Profilinizi güncel tutmalısınız. Özellikle Facebook’ta kapak fotoğrafı ve profil fotoğrafınızı entegre olacak şekilde güncel tutabilirsiniz. Eğer sayfayı ölüme bırakırsanız tekrardan hareketlendirmek oldukça zor olacaktır.
Pazarlama insanları onların gölgeleriymiş gibi takip ediyor ve edecek de. Dijital pazarlamanın da ne kadar ilerlediği göz önünde tutulursa bu hataların yapılması markaların (Ya da marka adaylarının mı demeli?) sürekliliklerini sağlayabilmeleri için büyük bir engel oluşturuyor. Önemli olan bu engellere takılsak dahi ayağa kalkıp devam edebilmek, hatalardan dersler çıkartıp marka yarışında en öne geçebilmek. 😉

Kaynak: http://www.infopik.com/infografik/markalarin-sosyal-aglarda-en-cok-yaptigi-hatalar