E-posta Pazarlamasında Açılma Oranını Artıracak 10 Öneri

No Comments

E-ticaret şirketlerinin hala en sık kullandıkları pazarlama yöntemlerinden biri olsa da “neden hala e-posta pazarlama” diye soruyor olabilirsiniz. Bunun çeşitli nedenleri bulunuyor ve doğru yapılıp spam’e dönüşmediğinde dönüşüm oranını yükseltebilecek etkin bir yöntem.
E-posta pazarlamada en büyük sorunlardan biri kullanıcıya e-postaya açtırarak, içeriğin okunmasını sağlamak. Özellikle geçtiğimiz günlerde Gmail’in yeni sekmelerinin normal postalarla, reklam içeriklerini farklı sekmelerde ayırmaya başlaması bu e-postaların açılmasını daha da zorlaştırıyor.
Markaların bu sorunları aşarak, yolladıkları e-postaları daha fazla kullanıcıya ulaştırabilmeleri için bazı düzenlemeler yapmaları gerekiyor ve çeşitli yöntemler kullanılarak e-posta açılma oranları (Open Rate) yükseltilebilir.
E-postanın başlığına dikkat edin
Kullanıcılar ilk olarak e-postanın başlığını görecekleri için ilk adım, güçlü ve ilgi çekici bir başlık seçmek diyebiliriz. Seçtiğiniz kelimeler, kullanıcının e-postalarla dolu gelen kutusunda kendini fark ettirerek, öne çıkabilmeli. Bunun yanı sıra e-posta başlığında rakamlara da verebilirsiniz; çünkü göz tarafından seçilmesi daha kolay olacaktır.
İçerik oldukça önemli tabii ki ona da ilerleyen maddelerde yer vereceğiz; ama iyi bir başlık seçilmemişse, e-postanın içindeki içeriği kimse göremeyecek. Bu yüzden içerikten önce yazını başlığı çok daha önemli bir hale geliyor. Tek bir cümleyle kullanıcıların ilgisini çekmeniz gerekiyor.
E-posta pazarlamasını iyi yapan şirketlerden örnek alın
Bir e-bülten kampanyası hazırlamadan önce aslında iyi bir gözlem yapmakta yarar var. En basit haliyle kendi e-posta kutunuza girip, beğendiğiniz ve gerçekten okuduğunuz e-bültenleri incelemeye başlayın. Eğer buradaki örnekler size yetersiz geldiyse, internette bu işi iyi yapan şirketleri araştırarak, e-posta listelerine abone olup, bu bültenleri inceleyebilirsiniz. Bu bültenlerin beğendiğiniz ve kendi iş modelinize uyarlayabileceğiniz yanlarını alabilirsiniz.
E-postanızı kişi adıyla değil, marka adıyla yollayın
E-posta gönderirken, gönderen kişi kısmında markanın çıkması çok daha etkili olacaktır. Böylelikle marka bilinirliğinden dolayı kullanıcı sizi hatırlar; ancak kişi adıyla e-posta yolladığınız da kullanıcılar o kişileri tanımadıkları takdirde e-postayı spam olarak düşünebilirler. Gönderen kişi kısmında markanızın ismini kullanmayı unutmayın.
E-posta gönderim sıklığınızı gözden geçirin
Kullanıcıların e-posta pazarlamasından sıkılmış olmalarının sebeplerinden biri de sürekli olarak markalardan e-posta alıyor olmaları. Bu nedenle kullanıcılara bir bülten yollayacaksanız, söyleyecek ve sunacak yeni bir şeyleriniz olduğu zaman bunu yapmaya özen gösterin. Aynı veya benzer e-postaları sürekli atmanızın durumunda spam nasıl yapılır dersi verebilecek duruma gelmiş olabilirsiniz ki bu da sizin markanıza zarar verebilecek bir durum.
E-postalarınızı kişiselleştirmeye özen gösterin
Markalardan alışveriş yapan tüketicilerin büyük bir çoğunluğu kişisel bilgilerini markalarla paylaşıyor. Her ne kadar bu bilgilerin güvenilirliği tartışılsa da, İngiltere’deki kullanıcılar %28’i daha iyi hedeflenmiş teklifler alabilmek için gerçek isimlerini markalarla paylaştıklarını belirtiyor.
Kullanıcının kişisel bilgilerine ve site içinde yaptığı aramalar, sepete attığı ve satın aldığı ürünler değerlendirilerek daha kişisel e-posta bültenleri hazırlanabilir. Kişiselleştirmenin son derece önemli olduğu şu günlerde Facebook veya diğer sosyal ağlarla üyeliklerde (social login) markalar büyük veriden yararlanarak, daha kişiselleştirilmiş e-postalar gönderebilirler.
E-postaları mobile uyumlu hale getirmeyi unutmayın
Mobil, her yerde olduğu gibi e-posta pazarlamasında da karşımıza çıkıyor. Yapılan araştırmalar e-postaların mobil cihazların üzerinden okunma oranının giderek artığını gösteriyor. Akıllı telefon ve tablet üzerinden e-postaların okunma oranlarının yüksek olması da markaların gönderdikleri e-postaların mobile uyumlu olması şartını ortaya koyuyor.
Yapılan başka bir araştırma mobilde açılmayan e-postaların kullanıcılar tarafından silindiğini gösteriyor. Bu nedenle e-bültenlerde markalar, mobile uyumlu bir şablon kullanmalılar. Bu şablonların tasarımı mobile uyumlu olduğunda, rahat bir şekilde kullanıcılar tarafından okunabilir ve bu da tabii ki e-postaların açılma oranının artmasına yardımcı olabilir.
E-postalarınızı kısa tutmaya özen gösterin
Çok uzun e-postalar kullanıcıların gözünü korkutabilir. Bu nedenle kısa ve amacınıza yönelik içerikler hazırlamaya özen gösterin. Gün içinde sayısız e-posta alan kullanıcıların, bu postaları okumak için çok fazla vakitleri olmayacağını göz önünde bulundurmanız oldukça önemli.
Kullandığınız başlık ve içerik birbiriyle alakalı olmalı
E-bülteniniz açılsın diye çok iddialı bir başlık atıp, yazının içinde bu konudan hiç bahsetmez ve tamamen başka bir konuya değinirseniz, büyük ihtimalle spam kutusuna gideceksiniz. Ayrıca kullanıcılar bu e-postaları gönderen kişinin bir sonraki postalarına da bakmak istemeyebilirler ve bu yüzden kullanıcıları uzun vadede kaybedebilirsiniz. Başlığınız ile paylaştığınız içeriğin birbiriyle ilgili olması gerekiyor.
Sürekli satıştan bahsetmeyin
E-postalarınızda sürekli kullanıcılarınıza bir şeyler satmaya çalışmayın. Sürekli “satın al”, “kampanya” ve “indirim” gibi sloganlarla e-posta göndermeniz bir süre sonra kullanıcıların dikkatinden kaçacak ve aynı zamanda kullanıcılar bu iletileri görmekten sıkılacaklardır.
Kullanıcıya değer katabilecek, how-to rehberleri, ürünler hakkında bilgiler, ürünlerin kullanım alanları gibi çeşitli bilgilendirici paylaşımlar da bu bültenlerde yapılabilir.
Farklı e-posta şablonlarını test edin
Farklı e-posta şablonları hazırlayarak, en iyi sonuç getiren e-posta şablonunu oluşturabilirsiniz. Farklı e-posta listeleri oluşturup farklı kullanıcı gruplarına farklı e-postalar gönderebilir ve sonuçları test edebilirsiniz. A/B testi yaparak e-posta pazarlamasında daha iyi sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Sonuçta farklı grupların, farklı ilgi alanları olacaktır ve hangi gruba ne tür bir posta göndermeniz gerektiğini yaptığınız testler ile ölçümleyebilirsiniz.

Bir e-ticaret danışmanı olarak uzun süredir e-ticaret, SEO ve Google Ads gibi konulara kafa yoruyorum. Bildiklerimi ve öğrendiklerimi de sizlerle paylaşıyorum. E-ticaret siteniz varsa ve e-ticaret danışmanlığı ya da Google Ads yönetimi hizmeti almak istiyorsanız tarafıma iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.

Hakkımızda

Dijital pazarlama ve e-ticaret üzerine bilgilerimizi ve öğrendiklerimizi paylaşıyoruz, çünkü paylaşmayı seviyoruz :)

Dijital pazarlama ve e-ticaret danışmanlığında edindiğimiz tecrübeyi markanız için değerlendirelim.

Daha fazla blog yazısı

Tümünü Göster
No Comments

Yorum Bırakın